Aşılar

AŞILAR HAKKINDA GENEL BİLGİLER VE UYGULAMA

İlk kez 1978 yılında Edward Jenner ile başlayan aşı uygulamasından sonra birçok hastalığa karşı geliştirilen aşılar sayesinde,insanlığı yüzyıllarca uğraştıran enfeksiyon hastalıkları ya yok olmuş ya da önemini yitirmiştir.

Aşıların insanlık için ne kadar önemli olduğunu gösteren en çarpıcı örneklerden biri ölümcül veya sakat bırakabilen çiçek hastalığına yakalanmış insan sayısı 1966 yılında 20milyon iken aşılar sayesinde 1976 yılından beri dünyada çiçek hastası görülmemiştir.

Aktif bağışıklama yani aşılama,mikroorganizmanın tamamının veya belirli işlemlerden geçirilmiş parçalarının canlılara verilmesi ile onlarda önemli bir sorun oluşturmadan,doğal enfeksiyon sonrası oluşan bağışık yanıta benzer bir yanıt alınmasıdır. Böylece bazen hayat boyu koruyucu ,bazen ise belli aralıklarla tekrarlanırsa koruyucu olan bağışıklık oluşmuş olur. Günümüzde aşılar zayıflatılmış canlı aşılar (attenüe),ölü mikrop aşıları yada mikroorganizmanın hastalık yapma gücü en güçlü olan bir bölümünü içeren aşılar tarzındadır Henüz deneysel aşamada olan bazı yeni aşılar da mevcuttur.

Aşıların verilme yolları arasında en sık uygulananlar deriyi çizerek,deri içine,deri altına,kas içine,ağızdan daha seyrek olarak da burna püskürtmek veya damlatma şeklindedir.Kas içi aşılarda tercih edilen bölgeler uyluğun anterolateral bölgesi ve kolun deltoid bölgesidir.Siyatik sinir zedelenmeleri göz önüne alınarak rutin aşılamada gluteal bölge(kaba etler) kullanılmaz

Birden çok aşının aynı anda yapılması gerekiyorsa aşıların farklı bölgelerden yapılmasına özen gösterilmelidir. Aşının önerilen bölge dışına yapılması yetersiz korunmaya veya lokal reaksiyon oranında artışa neden olur.

Aşıların Doz Aralıkları:

Yeterli bağışıklık yanıtının sağlanması için pek çok aşının birden fazla kez yapılması gerekir. Doz aralıkları önerilerden uzak olacaksa aşılamaya yeniden başlamak gereksizdir. Tersine önerilerden daha sık yapılan aşılamalarda yeterli bağışıklık yanıtı sağlanamaz.

Aynı anda birden fazla aşı güvenli ve etkin bir şekilde yapılabilir.Eş zamanlı aşılama aşılama yüzdesini artırır ve birçok hastalığı önlemede kolaylık sağlar.Teorik olarak canlı virüs aşılarının en az 30 gün ara ile yapılması gerekir ancak oral polivirüs aşısı ile mmr aşıları birlikte eş zamanlı uygulanabilir.

Şu andaki mevcut aşılama şemasında bebeğe doğumdan sonra yapılan ilk aşı hepatit B aşısıdır.Eskiden doğumdan yapılan verem aşısı(BCG) 2 aylıkken yapıldığında daha az komplikasyon (istenmeyen sonuç) ve daha çok bağışıklık bıraktığı anlaşıldığından artık 2 aylıktan önce yapılmamaktadır.

Hepatit B aşısı öncelikle hepatit B taşıyıcısı annelerden doğan bebeklere veya annenin taşıyıcılık durumu bilinmiyorsa hemen doğum sonrası yapılmalıdır. Annenin taşıyıcı olmadığı biliniyorsa daha ileri aylarda da yapılabilir.Rutinde kullanılan aşı şeması 0,1 ve 6.aylarda 0,1,2,12 ‘de olabilir.Yüksek risk durumunda 0-7-21.günlerde de uygulanabilir.

Eğer bebeklikte hepatit B aşısı yapılmazsa,ileriki yıllarda çocuğun tarama testi yapılmadan doğrudan aşı uygulanabilir.Tarama testinin yapılmasının faydası ise bebeğin anneden gelen veya herhangi bir cerrahi yolla aldığı taşıyıcılık durumunuzun saptanması veya bağışıklık durumunun saptanmasıdır.Ancak daha önce aşılanmamış bir çocukta hiç bir test yapılmadan doğrudan hepatit B aşısı yapılmasının hiçbir mahsuru yoktur.

Aşılanmış bir bebekte hepatit B aşısının koruyuculuğunu araştırmak için test gerekmez diyen çalışmaların dışında aşının bıraktığı bağışıklık test ile sınanmalıdır diyen çalışmalar da mevcuttur.

Dünya sağlık örgütü 3 doz aşının doğru koşullarda uygulanması söz konusu olduğunda hatırlatma dozunun gerekli olmadığını bildirmektedir.

Hepatit B taşıyıcısı annelerden doğan bebeklere doğumda hem hepatit B aşısı hem de hiperimmunglobulin uygulanırken Dünya Sağlık Örgütü aşıya zaman içinde güçlü immunojenik özellik kazandırması nedeniyle artık hiperimmunglobülin kullanılmasının gerekli olmadığını bildirmektedir.

BCG AŞISI

Canlı bakteri aşısıdır.Tüberküloz hastalığı günümüzde halen önemini koruyan önemli bir enfeksiyon hastalığıdır.Tüm dünyada 100.000 kişide 152 kişide gibi sıklıkta rastlanmaktadır.Omurgalı bir hayvandan insana bulaşabilen bir tüberküloz etkeni olan Mycobacterium Bovis’in bir suşundan yapılan BCG aşısı,dünyada yaygın şekilde kullanılan aşılardan biridir.Bu güne dek 4 milyon insan aşılanmıştır.Orjinal BCG aşısı Pasteur Enstitüsünde Colmetle ve Guerin adlı Fransız bilim adamı tarafından geliştirilmiştir.Günümüzde çok sayıda BCG serisi kullanılmaktadır ve bu seriler arasında farklılıklar vardır.

BCG aşısı etkinliği:

BCG aşısı,güvenli,pahalı olmayan,iyi tolere edilen ve kolay uygulanabilen bir aşı olmasına ve ilk üretimden itibaren 80 yıl geçmesine rağmen tüberküloz enfeksiyonuna karşı bağışıklığın geliştiğini gösteren kesin laboratuar yöntemlerinin olmaması,hastalığın tanısının bazen zor olması nedeniyle aşının etkinliği konusunda çelişkili sonuçlar elde edilmesine yol açmaktadır.

PPD testi BCG sonrası bağışıklığı göstermek için kullanılmaktadır. Ülkemizde 647 bebekte yapılan bir çalışmada doğumdan sonra ilk 3 gün içinde aşı yapılan bebekler 3 ay sonra aşı yapılanlarla PPD yanıtı,BCG skor oluşumu ve komplikasyonlar açısından karşılaştırılmış ve 2.ayın sonunda aşı yapılanlarda daha fazla aşı izi daha az komplikasyon görüldüğü saptanmıştır.

BCG aşısının koruyuculuk süresi de oldukça tartışmalıdır.Colditz ve arkadaşlarının yaptığı meta-analizde koruyuculuğun 10 yıl veya daha uzun süre devam ettiği sonucuna varılmıştır.Aşı skor çapı koruyuculuğu değerlendiren parametrelerdendir.Skor çapı 3mm’den büyük olan çocuklarda PPD testi negatif kalsa bile aşı tekrarına gerek yoktur.BCG aşısı diğer aşılarla beraber yapılabilir.Aynı anda yapılmadığı zaman aralarında 1 ay olma gereği yoktur. BCG aşısı hem ışığa hem de ısıya duyarlıdır. Aşı soğuk zincire uygun olarak nakledilmeli ve buzdolabında +2 ile +8 derece arasında saklanmalıdır.

BCG aşısı tekniğine uygun yapılmışsa deri üstünde 20 dakika içinde kaybolan 6-8 mm çapında bir papül oluşur. Aşıdan 3-6 hafta sonra aşı yerinde küçük bir papül belirir.Aşı yerinden materyal boşalarak yüzeysel bir yara bırakır.Bu yara 2 ay içinde iyileşir .PPD yanıtı üç-sekiz hafta içinde pozitif olur.BCG aşısına bağlı lenf bezleri şişmesi BCG’nin en sık görülen komplikasyonudur,Aşıdan 2-3 ay sonra sıklıkla tek taraflı ve koltuk altında görülür.Bu adenopatilerin oluşmasında BCG aşısının yapıldığı basilin suşu (tipi) ve aşı tekniği önemli faktörlerdir. Yeni doğanda tam doz uygulamalarda daha sıktır. Çok büyük olup akma yapanlarda tedavi hatta bazen cerrahi gerekebilir.

BCG aşısının kullanımının zararlı olduğu durumlar

1 – Kemoterapi veya radyoterapi tedavisi sırasında

2 – Kortizon kullanımı sırasında

3 – Bağışıklık sistemi yetersizliğinin bazı durumlarında

4 – Gebelerde

5 – Yaygın cilt enfeksiyonu varlığında. Daha etkili yeni BCG aşıları geliştirilmeye çalışılmaktadır.

Difteri, Tetanoz, Boğmaca Aşıları:

6 hafta-6 yaş arasında tekrarlanan dozlarda yapılırlar.Tetanoz tek,difteri ile beraber,hem difteri hem asüller boğmaca aşısı içeren DBT veya tüm hücre boğmaca aşısı içeren DBT şeklinde mevcuttur.Asellüler boğmacalı aşıların koruyucu özellikleri aynı iken yan etkileri çok azaltılmış olduğundan bu aşılar seçilirse çok uygun olur.Maliyetleri daha yüksektir.Önceki aşı dozları DBT ile yapılsa bile sonraki dozlar DaBT ile tamamlanabilir.Farklı DaBT markaları birbirinin yerine kullanabilir. Yedi yaş üzerindeki çocuklar DaBT,DBT veya DT serileri tamamlanmış olsa da bir Td (erişkin tetanoz difteri) tekrarı yapılmalıdır.Son tetanoz dozu 10 yıl öncesine kadar yapılmış ve aşı serisi tamamlanmış bir kişide tetanoz gelişme riski hemem hemen yoktur. Her 10 yılda bir tetanoz aşısı tekrarı önerilir. Yeterli koruyucu antitoksin düzeyi sağlayabilmek için son tetanoz aşısı üzerinden beş yıldan uzun süre geçmiş olan bireylere,kirli ve önemli yaralanmalarda doz tekrarı önerilir.

Aşı Yapılmasını Engelleyen Durumlar:

Difteri,tetanoz ve boğmaca içeren aşılar aşının önceki dozundan sonra akut solunum zorluğu veya kollaps gibi ağır allerjik reaksiyon veya ağır norolojik belirtiler oluşmuşsa yapılamaz.Orta veya ağır hastalık durumlarında bu aşılar ertelenmelidir. Aşı dozları arasında en az 4 hafta olmalıdır. Buna göre primer aşılama 2,3,4 veya 2,3,5 veya 2,4,5 veya 2,4,6. aylarda olacak şekilde düzenlenebilir.Onsekiz aylıkken dördüncü doz,.4-6 yaş arasında da beşinci doz verilmelidir.11-12 yaşında da ikinci rapel dozu verilir.

HAEMOPHİLUS INFLUENZA TIP B (HIB) AŞISI:

1988 yılında Hıb konjuge aşılarının rutin olarak kullanımına girmesinden önce 5 yaşından küçük çocuklarda bakteriyel menenjit başta olmak üzere invaziv bakteriyel hastalıkların en sık nedeni haemophilus tipb mikroorganizması idi. .Amerika Birleşik Devletleri (ABD) verilerine göre beş yaşından küçük olan her 200 çocuktan birinde invaziv (yaygın-tehlikeli) Hib enfeksiyonu gelişmekteydi.

Bu olgularda da ölüm %2-5 arasında değişirdi.Hayatta kalan olgularda menenjit vakalarının %15-30’unda işitme azlığı veya diğer nololojik sekeller ortaya çıkmaktaydı.ABD’DE 1990 YILINDA Hib konjuge aşısının yaygın olarak kullanılmaya başlanması ile 1996 yılına dek invaziv Hib enfeksiyonlarının insidansı %99’luk bir azalma göstermiştir.Günümüzde ilk yıldaki etkinlik güçleri nedeniyle konjuge aşılar tercih edilmektedir.PRP-OMP içeren Hib aşıları (PedvaxHİB) ilk dozdan sonra yüksek koruma sağlar2-6ay arası toplam 2 doz yapılmalı 1 yaşından sonrada tekrarı önerilmelidir.

PRP-T( içeren aşılar ActHib,OmniHib,Hiberix) içeren aşılar HbOC (Hibtiter) içeren aşılar için 2-6 yaş arası toplam 3 doz gerekir 1 yaşından sonra tekrar dozuna gereksinim vardır.İlk 1 yaş invaziv Hib enfeksiyonları açısından en riskli dönem olduğundan .gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Hib aşılamasının mutlaka 2 aylıkken başlamasını uygun görüyorum Bunun için DTP veya DaBT içeren prepatlarda birleştirilmiş konjuge aşılar kullanılabilir.Örneğin: PentactHib, TetracHib, Pentaxim, İnfanrixHib Polio.Bunlardan TetractHib dışındakilerde inaktive polio (Çocuk felci)aşısıda vardır.

Yaşamın ilk 6 ayında konjuge Hib aşısı ile aşılanma başlamış çocuklarda kullanılan aşı

HbOc veya PRP-T ise uygulanacak toplam doz :4

(Hibtiter) (ActHib,Hiberix) ilk 6 ay 2 aylık aralarla 3 doz,dördüncü doz 12-15 .aylar arasında.Herhangi bir konjuge aşı ile kullanılan aşı PRP-OMP(Pedvax)ise uygulanacak doz toplam:3

İlk 6 ay 2 aylık aralarla 2 doz 3.doz 12-5 aylar arasında İlk 6 ayda aşılanmamış,aşılanmaya 7-11 aylarda başlanan çocuklarda toplam 3 doz Hib aşısı uygulanır.İlk 2 doz 2 ay ara ile,üçüncü(rapel doz)12-18 .aylarda

Aşılanmaya 12-14.aylarda başlanan çocuklarda 2 ay ara ile 2 doz Aşılanmaya 15.aydan sonra başlanan çocuklarda tek doz aşı.DaBTHib konjuge aşılarının tek enjektörde çocuğa uygulanması ayrı ayrı uygulanmasına göre daha az bağışıklık bırakır.

Hib aşıları gebe anneye gebeliğin son 3 ayında uygulanırsa riskin en yüksek olduğu erken süt çocukluğu döneminde,2 aylıkken başlayan aşılamaya göre bebeğe geçen antikorlar sayesinde bebeği daha iyi korurlar.Gebede kullanım için aşı son derece güvenlidir.Standart 10 ucg’lik pediatrik dozda ve tek doz olarak önerilmektedir.En yüksek bağışıklama oranları doğumdan en az önce aşılanmış olan annelerin bebeklerinde sağlanmaktadır.

Aşılamada Yenilikler

Son zamanlarda Hib protein polisakkorid konjuge aşısının mukozol adjuvant olarak ısıya duyarlı mutantlar ile kombine edilerek burundan püskürtme yoluyla bebeğe verilmesiyle serum bağışıklık yanıtının geliştiğinin gösterilmesi pediatrik kullanım için mukozal aşıların geliştirilmesi konusunda ümit verici olmuştur.

POLİO AŞILARI

Bacaklarda tek taraflı felce neden olan poliomyelit eski bir hastalıktır. Eski mısır yazılarında bahsi geçmektedir. Janas Salk 1955 yılında inaktive(ıpv) poliovirüs aşısı lisansı aldı.

Alpert Sabin 1961 yılında ağızdan verilen monovalan polivurus aşısı (OPV),1963 yılında hastalık yapan üç virüsü de kapsayan trivalan oral poliovirus aşısı lisansı aldı.IPV ve OPV’nin yaygın kullanımı polioyu hızla kontrol edebilir.Dünya sağlık örgütü (WHO)poliomyeliti 2000’li yılların sonuna dek yok edilmesi gereken hastalıklar kapsamına almıştır.

Poliomyelit poliovirüsün herhangibir tipi ile meydana gelebilen,bulaşıcı akut bir enfeksiyondur.Kişiden kişiye fekal-oral veya oral-oral yol ile bulaşır.Enfesiyon fazla hasar bırakmadan geçebileceği gibi akut flaks paralizi tek taraflı gevşek bacak felci meydana getirilebilir.

Poliomyelit aşı uygulamalarında 3 ayrı şema izlenebilir:

1 -.OPV:Canlı ,attenüe poliovirüs aşı (opv)tek başına

2 – İnaktive Poliovirüs aşısı(ıpv)tek başına

3 – IPV’yi takiben OPV uygulanan aşı şeması

Ülkemizde IPV diğer aşılarla kombine durumda,5’li aşılar şeklinde mevcuttur. 2. ve 4. dozlarda 2 doz 6-12.ayda 3.doz olarak uygulanabilir.Minimum aralıklar 4 haftadır. Özellikle Avrupa ülkeleri IPV şemaları kullanılır.ABD’de tek başına IPV kullanılıyor.,OPV ile kombinasyon yapılmıyorsa 2/4/6-18 ay arası ve 4-6 yaş arası verilir.OPV ile istenmeyen yan etki aşı ile ilişkili paralitik poliomyelittir.Ancak bu risk gerçekten çok düşüktür.(milyonda 0,14)Bu da genellikle ilk OPV dozundan sonra olur. Buna karşın ucuz, kullanımı kolay,vahşi virüsün yaptığına benzer bağışık yanıt oluşturan etkili bir aşıdır.

Günümüzde T.C Sağlık Bakanlığının zorunlu aşı takviminde 2,4,6 ve 18.aylarda 5’li karma aşının içinde IPV (canlı olmayan polio aşısı) ve ayrıca 6. ve 18.aylarda ek olarak OPV olarak uygulanmaktadır.

Ayrıca İlkokul 1.sınıfta yine karma aşı için de IPV olarak uygulanmaktadır.

KIZAMIK – KIZAMIKÇIK – KABAKULAK

Kızamığın ağır ve ölüme yol açan sonuçları kızamıkçığın gebelikte geçilirse bebek üzerine olan etkileri ,kabakulağın ergenlikten sonra geçirilmesinin erkekte üreme üzerine yapabildiği yan etkiler düşünülecek olursa bu üç hastalığın önlenmesinin önemi daha iyi anlaşılır.

Kızamık aşısı 12 aylıkken yapıldığında bağışıklık oranı %95 15, aylıkken yapıldığında ise %98 dir.Çocuklara ilk doz MMR aşısı 12-15 aylık yapılır.Kızamık enfeksiyonu için yüksek riskli bölgelerde ilk doz kızamık aşısı daha erken uygulanabilir.Bu durumda aşının etkisinde bir miktar azalma olsa da ilk doz aşılanmaya yanıt vermeyen çocukların hemen hepsinde 2.doz aşıdan sonra yeterli immunite gelişir.

Çocuklara ilk doz MMR aşısı 12-15 aylık dönemde uygulanır. Kızamık enfeksiyonu için yüksek riskli bölgelerde(şehir nüfusu kalabalık yerler,okul öncesi kızamık salgını olan yerler ve son 5 yıl içinde okul öncesi çocuklarda beşten fazla kızamık olgusunun bildirdiği bölgeler)ilk doz aşı 12 aylıktan erken uygulanabilir.Ancak 15 aylıkken tekrarı yapılır.

Çocuklara okula başlamadan bir tekrar dozu yapılmalıdır.Doğurganlık yaşında olan ve en az 1 doz MMR veya tek başına kızamıkçık aşısı olduğunu bilmeyen tüm kadınlara MMR aşısı henüz gebe kalmadan yapılmalıdır. Aşı yapılanlar 3 ay gebe kalmamalıdır. Kızamıkçığın anne karnındaki bebeğe özellikle ilk 3 ayda çok fazla zarar verdiği ve sakat doğumlara yol açtığı bilinmelidir. Ergenliğe dek MMR aşısı bilinmeyen ve hiç kabakulak geçirmemiş erkek çocuklarda en az 28 gün ara ile 2 doz MMR aşısı yapılması önerilir.

Bazı ülkelerde kızamık,kızamıkçık,kabakulak çok görülür.Bu ülkelere yolculuk edecek 6-11 aylık bebekler kızamığa karşı aşılanmalıdır.Yine bu ülkelere seyahat edecek doğurganlık yaşındaki genç kadınlar da kızamıkçığa karşı aşılanmalıdır.Bu tip durumlarda tekli aşı bulunamazsa MMR yapılabilir..6-11 aylıklarda MMR aşısı bu bölgelerde 12-15 aylıkken tekrarlanmalı 28 gün sonra 1 kez daha tekrarlanmalıdır.Kızamık temasını izleyen Kızamıkçık ve MMR aşısı teması izleyen 72 saat içinde yapılırsa yeterli korunma sağlanabilir.Bu tip durumlarda koruyucu immunglobülin yerine aşı tercih edilmelidir. Aşının Yapılamadığı Durumlar:

Ateşli veya ateşsiz orta veya ağır hastalık durumu, trombositopeni, gebelik , yakın zamanda immunglobülin uygulanması.

Aşıya Bağlı Yan Etkiler:

Aşıya bağlı ateş olabilir.Genellikle aşıdan 7-12 gün sonra ortaya çıkar ve 1-2 gün sürer.Kızamık ve Kızamıkçık aşıları yapılanların %51’inde aşı yapılmasından 7-10 gün sonra geçici kırmızı döküntüsü görülebilir.Çok az görülen başka yan etkiler de mevcuttur.MMR ile diğer canlı veya inaktive aşıların eş zamanlı olarak ayrı bölgelere uygulanması ile bağışık yanıtta azalma veya yan etkilerin görülme sıklığında artış olmaz.

HEPATİT B AŞILARI

Hepatit B enfeksiyonları sıklığı ve sonuçları nedeniyle (karaciğer hastalığı,kanser)önemli bir sağlık sorunu olmakla birlikte aşı ile korunma sağlanabilen enfeksiyonlardandır. Dünya Sağlık Örgütü tüm dünyada Hepatit B aşılamasının rutin çocukluk immunizasyonu içinde yer almasını önermektedir.

Sistematik aşılama ve izlem programlarının farklı ülkelerde rutin kullanımı sonucu viral hepatit olgularının yanı sıra bu enfeksiyonun son derece istenmeyen ve kötü sonuçları olan kronik taşıyıcılık, hepatosellüler kanser görülme sıklığının da azalması aşılamanın halk sağlığı açısından kadar önemli olduğunu gösterir.

Hepatit B virüsü (HbsAg)taşıyıcılığı olan annelerin bebeklerinde enfeksiyon gelişme riski söz konusudur. Esas bulaşma doğum sırasında vaginal sekresyonlar, kan ve amniotik sıvıların bebeğin konjunktivası, mukozaları ve deri lezyonlarına bulaşması ile olmaktadır.Bu annelerden doğan bebeklere doğumu takiben en kısa sürede,tercihen ilk 12-24 saat içinde aşı ve hapatit B hiperimmunglobülini uygulanmalıdır.

Rutin aşılama 0-1-6.aylarda veya 0-1-2-12 aylarda olabilir.

Hepatit B Tarama testleri:

Aşılama öncesi hepatit B tarama testleri yapılması tamamen ekonomik bir uygulamadır,yani bağışıklık varsa aşılama yapılmayacak ve böylece tasarruf yapılacaktır. Çocuklara ve gençlere yaygın aşılama programı yapılacağı zaman teste gerek yoktur.Ancak erişkinler için olası bir hepatit B taşıyıcılığını ortaya çıkarmak için testler uygun olur.

Hepatit B Tarama Testlerinin Değerlendirilmesi:

HbsAg Negatif

Anti Hbs Negatif

AntiHbc IgG Negatif

Aşılama gerekir

 

HbsAg Negatif

Anti Hbs Pozitif 10MIU/ML

AntiHbcIgG Negatif

Aşılama Yapılmış

 

HbsAg pozitif/negatif

Anti Hbs negatif

AntiHBcIgG pozitif/negatif

AntiHBcIgM Pozitif

Akut Hepatit B enfeksiyonu,aşılama yapılmaz

 

HbsAg pozitif

Anti Hbs negatif

Anti HbcIgG pozitifnbsp;

Anti HBc IgM negatif

Kronik hepatit B aşılama önerilmez.

 

SUÇİÇEĞİ AŞISI (VARİSELLA)

Suçiçeği her 550 çocuktan birinde hastanede izlem gerektiren ağır veya komplikasyonlu bir tablo oluşturur.Varisella enfeksiyonunun en sık görülen komplikasyonları stafilokok gibi ajanlara bağlı ikincil enfeksiyonlardır.

Hamileliğin ilk 20 haftası içinde geçirildiğinde enfeksiyon varisella embriyopatisine ve konjenital varisella enfeksiyonuna neden olabilir.

1 yaş – 12 yaş arasında tek doz ile aşılanan çocuklarda %97 veya üzeri koruyuculuk sağlanmaktadır.13 yaş ve üzeri aşılanan gruplarda ise 1.doz sonrası bağışıklık %78-82 0 ikinci dozdan sonra ise %99’dur.Onüç yaş üzerindeki çocuklara 2 doz aşı önerilir.Suçiçeği aşısı diğer aşılarla beraber yapılabilir.Yan etkiler çok azdır. %8 olguda aşıdan sonraki bir ay içinde makülo papüler veya varisella benzeri bir döküntü görülebilir.

PNÖMOKOK AŞILARI

Streptococcus pneumonia hastalık ve ölümlerden sorumlu en önemli mikroorganizmalardandır. Etkili antibiyotik tedavilerinin gelişmesi ile düzelen pnömokoksik zatürreden ölüm oranlarının özellikle yaşlılarda tekrar artması aşı çalışmalarını tekrar hızlandırmıştır.1976 yılında Austrian ve arkadaşları polisakkarid aşıyı geliştirdiler.1977 yılında 14 mikrobik alt tip (suş)içeren polisakkorid aşı lisans aldı.1983 yılında 23 serotip içeren polisakarit aşı geliştirildi.Bu aşının içerdiği 23 serotip erişkinlerde görülen pnömokok enfeksiyonlarının %80’den fazlasında etkendir.Ancak bu aşı küçük çocuklarda (2 yaş altı) etkili değildir.

Dünyada her yıl beş yaş altı çocukların yaklaşık bir milyonu pnömokokal hastalıktan kaybedilmektedir.Ayrıca streptokokus pneumonia menenjit ve kan zehirlenmesi olarak tanımlayabileceğimiz sepsisin de önemli bir nedenidir.Bunun yanında orta kulak iltihabı,sinüzit ve zatürre olgularının 5 yaş altındaki çocuklarda % 30-50’sinden pnömokoklar sorumlu tutulmaktadırBu veriler özellikle 2 yaş altındaki çocuklarda kullanılabilecek bir pnömokok aşısının gerekliliğini ortaya koymaktadır.

Ülkemizde 13 valanlı pnomokok aşısı (preveeenar 13) 2,4,6 ve 12.aylarda T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından düzenli yapılmaktadır. Bu da pnömokoklara bağlı özellikle meninjit olgularını çok azaltmıştır.

İNFLUENZA (GRİP) AŞILARI

İnfluenza virüslerinin üst solunum yolu enfeksiyonu yapan diğer virüslerden üç önemli farkı salgınlar yapması,yüksek ateş ve komplikasyon olarak gelişen pnömoni (zatürre)nedeniyle ölüme yol açabilmesidir. Her yıl tüm dünyada %10-30 sıklığında salgınlar yapar.

İnfluenza aşıları tüm yaş gruplarında grip ile ilişkili doktor ziyaretlerini azaltmada,solunum yolları enfeksiyonlarında,hastaneye yatışlarda ve ölümlerde belirgin azalmaya neden olmaktadır.

Altmış beş yaş ve üzerindeki kişiler

Bakım ve huzur evlerinde kalanlar

Kronik akciğer (astım dahil) ve kardiovasküler sisteme ait hastalığı bulunan yetişkin ve çocuklar

Kronik metabolik hastalığı (diabet gibi) olanlar

Uzun süreli aspirin tedavisi alanlar

İnfluenza mevsimi sırasında gebeliklerinin ikinci veya üçüncü trimesterinde (3-9 arası dönem) bulunan kadınlar yüksek riskli kişilere influenza bulaştırma riski olanlar,ayrıca 0-23 aylık çocuklar influenza ile ilişkili artmış hastaneye yatış riskine sahiptirler.Bu nedenle 06-23 aylık çocukların ve bu çocuklara bakım veren kişilerin aşılanması da önerilir.

Uygulanma Şekli,Dozajı ve Uygulanması

En uygun aşı zamanı Ekim ve Kasım aylarıdır.Yüksek riskli kişilerde aşı mevcutsa Eylül ayı başında başlanabilir.Yetişkinlerde aşı uygulandıktan iki hafta sonra koruyuculuk sağlayabilmektedir. 9 yaşın altındaki çocuklar o yıl ilk kez aşılanıyorlarsa birer ay ara ile iki doz aşı uygulanır.Aşılamadan sonraki bir yıl içinde bağışıklık azalacağından aşı her yıl tekrarlanır.Diğer çocukluk çağı aşıları ile eş zamanlı olarak farklı anatomik bölgelerden yapılabilir.

MENİNGOKOK AŞILARI

Özellikle haemophilus influenza tip B(HİB) ve pnömokok aşılarının kullanılmaya başlamasıyla meningokoklar bakteriyel menenjitin en sık nedeni olarak görülmektedirler.Günümüzde antibiyotik kullanımına rağmen bu hastalıktan ölüm oranı %40-15 olarak bildirilmekte;yaşayanların ise %10-15’inde nörolojik hasar bildirilmektedir.Meningokoklar boğazda yerleşip havada asılı kalma (damlacık enfeksiyonu) ve salgılarla insandan insana aktarılırlar.Olguların %90’ından meningokok A,B ve C sero grupları sorumludur. Avrupa ülkerinde ve ABD’de serogrup B ve C ;Çin’de ve menenjit kuşağı olarak tanımlanan Sahra Altı Afrika’da serogrup W-135 salgıları daha sık görülmektedir.Meningokokal hastalık her yaş grubunda gözlenmektedir.Olguların yarısını iki yaş altındaki çocuklar,%25’ini otuz yaşın üzerindeki erişkinler oluşturmaktadır.

Hastalık sıklığı bebeklik sonrası çocukluk çağında azalırken ergenlikte ve genç erişkinlerde yeniden artmaktadır.Gelişmiş ülkelerde diğer serogruplara karşı polisakkarid aşılarının yaygın kullanımı serogrup B’yi bakteriyel meninjitlerin başlıca nedeni yapmıştır.Meningokokal hastalıktan korunma aşı ve hastalığın gözlendiği yerlerde ev içi,okul,kışla veya bakım evlerindeki yakın temasla bulaşıcılığı engellemek için koruyucu antibiyotik verilmesi ile olur.

Polisakkarit Meningokok Aşıları

Serogrup A ve C polisakkarit aşıları büyük çocuklar ve erişkinlerde %85-100 oranında ve en az 3 yıl koruyuculuk sağlarlar.2 yaş altındaki etkileri zayıftır.Bir bölgede üç ay veya daha kısa sürede aşısı bulunan serogrupların birinin yaptığı üç veya daha fazla meningokok enfeksiyonu olgusu bildirildiğinde veya hastalık sıklığı 100,000’de 10’a çıktığında bu durum salgın olarak tanımlanır.İki yaş üzerindeki tüm bireylerin aşılanması gerekir.Polisakkarit aşıların etkinliği kısa olduğu ve toplu bağışıklığı sağlamadığı için sadece salgınlarda kullanılmalıdırlar.Ayrıca yüksek risk gruplarda rutin yapılabilirler,örneğin ABD’de yatılı okullara giden öğrencilere rutin olarak bu aşı önerilmektedir.Arabistan gibi infeksiyon riski yüksek olan bölgelerde yaşayanlarda her 3 yılda bir A/C bivalen polisakkorit aşısı uygulanmalıdır. Arabistana gideceklere yapılması önerilir.

KONJUGE AŞILAR

2 yaş altındaki çocuklarda da etkilidirler.İngiltere’de 1999 yılında serogrup C hastalığı sıklığının artması nedeniyle 18 yaş altındaki tüm çocuklara serogrup C konjuge aşısı yenidoğanlara 2,3 ve 4 aylarda üç doz;4-12 aylık çocuklara iki doz,1-18 yaş arasındaki çocuklara tek doz olarak uygulanmıştır.

Bu kampanya çok başarılı olunca monovalan konjuge serogrup C aşısı çocuklarda rutin bağışıklama programına dahil edilmiştir.Her ülkede kendi epidemiyolojik verilerine göre meningokok enfeksiyonu için uygun aşı stretejileri geliştirmelidir.Ülkemizde rutin olarak hac ziyareti yapacak olan bireylere ülkemizden ayrılmadan Sağlık Bakanlığı tarafından yaklaşık bir ay önce tetravalan ACWY polisakkarit aşısı yapılmaktadır.

Şu anda Sağlık Bakanlığı Ulusal Aşı Takviminde Meningokok aşıları yer almamaktadır. ; Ancak en kısa zamanda yer alması için çalışmalar yapılmaktadır. Piyasa da bulunan memingogok aşılarını biz hastalarmıza uygulamaktayız.Bunlardan menactra 10.ve 13.aylarda 2.doz olarak uygulanmaktadır.Nimenrix ise 1 yaş sonrası tek doz olarak uygulanmaktadır.

HEPATİT A AŞILARI

Hepatit A virüsü bulaşıcılığı yüksek bir virüstür.Genellikle çok şiddetli bir enfeksiyona neden olmamakla beraber bazen çok şiddetli infeksiyona da neden olabilir.Günümüzde hepatit A aşıları oldukça yüksek bağışıklık bırakır.İlk dozdan bir ay sonra erişkinlerin %94-100 ‘ünde koruyucu antikor düzeyleri oluşmaktadır. Hepatit A aşıları ölü yada inaktive aşılardır.Etkinlikleri hemen hemen aynıdır. Biri diğerinin yerine kullanılabilirse de genellikle tercih edilen ilk doz hangi aşı ile yapıldı ise onunla devam etmektir..Var olan hepati A aşıları Vaqta,Havrix,Avaxim’dir

Birinci dozdan sonraki rapel doz 6-12 ay sonra yapılmaktadır. Aşılananlarda 10-20 yıl bağışıklığı sağlanmaktadır.Aşı kas içine enjekte edilir.Tek doz aşı ile çok hızlı etkinlik elde edildiğinden dolayı hastalıkla temas durumlarında da koruyucu olarak kullanılabilir.Diğer aşılarla eş zamanlı ancak farklı anatomik bölgelerden uygulanabilir.Ondukuz yaşa dek pediatrik dozlar ,19 yaş üzeri erişkin dozlar uygulanmalıdır.Sağlık Bakanlığı Ulusal Aşı takviminde Hepatit A birinci dozu 18 ay ve ikinci dozu 2 yaşta uygulanmaktadır.

Hepatit A klinik bulgu vermeden sessiz de geçirilip bağışıklık bırakabileceğinden dolayı erişkinlerde aşı öncesi kanda bağışıklık durumuna bakmakta fayda vardır. Ancak kan testi yapılamıyorsa bağışıklığı olan bir kişiye aşı yapmak herhangi bir olumsuzluk yaratmaz.

SEYAHAT AŞILARI

Yaşadıkları yere göre enfeksiyonlar açısından daha yüksek riskli bölgelere seyahat edenlere yapılması önerilen aşılar; Seyahatten en az bir ay önce bu konu ile ilgili bir doktora başvurmakta fayda vardır. Bu durumda yapılacak aşılar üç gruba ayrılır

1 – Rutin aşılar

2 – Zorunlu aşılar

3 – Önerilen aşılar

Rutin Aşılar

Çocuklukta yapılan aşıların kontrolü ve gerekiyorsa güncellenmesi.Her 10 yılda bir yapılması gerek Td(Difteri-tetanoz erişkin tipi)Yapıldığının kontrolü,yapılmamışsa yapılması gerekir.Eğer ilkokul öncesi ikinci bir doz MMR aşısı yapılmamışsa salgınların görülebileceği ülkelere gitmeden önce tekrar yapılmalıdır.Erişkin bir kişi suçiçeği geçirmemişse,suçiçeği aşısı da yapılmamışsa bu kişiye suçiçeği aşısı yapılmalıdır.

Asya ve Afrika’da hala risk içeren bölgelere gidecek olanlara bir doz polio aşısı verilebilir.Çocuklarda ağız yoluyla veya inaktive aşı,erişkinde inaktive aşı uygulanır.

Yüksek riskli yerlere seyahat edeceklere hepatit B ‘ye aşılanmamışlarsa veya hepatit B enfeksiyonu geçirmemişlerse aşılama gerekir.Bu kişiler gittikleri yerde diş hekimine gitme,dövme yada akapunktur gibi kan teması olan girişimlere girebilirler.Standart aşı şeması için yeterli süresi olmayanlara 0,7,21.günlerde aşı yapılır.Bu bir yıl korucuyudur.On ikinci ayda mutlaka tekrar gerekir.Pnömokok ve İnfluenza aşıları da yüksek riskli yerlere seyahat edenlerde risk grubunda olanlara uygulanmalıdır.(Risk grupları bu aşılarla ilgili bölümde anlatılmıştır)

ZORUNLU AŞILAR

Sarı Humma Aşısı:

Gündüz ısıran sivrisineklerle geçen nadir ancak ölümcül hastalıktır.Ekvator çevresinde Güney Afrika ülkeleri ve bazı Güney Amerika ülkelerinde görülür.

Eğer gidilen ülke aşıyı girişte istemiyorsa ve eğer ülkedeki yüksek riskli bir alana gidilmeyecekse (örneğin Brezilya’da Amozan’a ) aşıya gerek yoktur.Aşı ülkemizde sadece T.C Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğüne bağlı çok az sayıda merkezde yapılabilir.

Ülkemizde sarı humma aşısı yapılabilen merkezlerin bilgilerine şu WEB sayfalarından ulaşılabilir.

T.C Sağlık Bakanlığı Hudut ve Sahiller Genel Müdürlüğü

Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Seyahat Sağlığı Kliniği;Yan etkileri ciddi olabileceğinden dolayı gerçekten gerekli olgulara yapılmalıdır

Hepatit A aşısı:

Özellikle hijyeni iyi olmayan yerlere yolculuk yapanlar yaptırılırsa uygun olur.A+B aşısı da yapılabilir.Riskli bölge ye gitmeden 4 hafta önce yapılan tek bir aşı 6 ay ve 1 yıl koruyuculuk sağlayabilmektedir.Uzun süreli korunma için 6ay- 1yıl sonra tekrar dozu gerekir.

Tifo Aşısı:

Gelişmiş ülkelerden tifonun görüldüğü ülkelere gidip özellikle dışarıda açıktan yemek yiyenlere önerilir.

1- Oral,canlı zayıflatılmış Ty21a(Vivatif-Berna)3 veya 4 kapsül şeklinde aç karna alınır.Son dozdan 2 hafta sonra bağışıklık kazanılır.5 yıl koruyucudur.%43-96 arasında koruma sağlar.

2- Tifo Vi polisakkarid aşı tek doz kas içine uygulanır.Koruyuculuk 14 gün sonra başlar.2 yıl devam eder.

Kolera Aşısı:

Şu an büyük salgın olan bölgelere gidip uzun süre kırsal koşullarda yaşacaklar dışında kolera aşısı seyahat edeceklere önerilmez.

Kuduz Aşısı:

Sokak köpeklerinde kuduzun sık görüldüğü ülkelere gidip kırsal alanlarda uzun süre kalacaklara,işleri veya spor aktiviteleri gereği yarasa ,tilki ve maymun gibi hayvanlarla karşılaşma riski taşıyanlara gidilecek ülkede emin aşı bulma zorluğu çekiliyorsa temas öncesi aşı uygulanabilir.0-7 ve 21-28. günlerde birer doz uygulanır.Temas öncesi aşı olmuş olanların kuduz hayvanla temas ettiklerinde sadece birinci ve üçüncü günlerde iki ek doz almaları yeterlidir.Ayrıca Japon ensefaliti ve Kore Kaynaklı Emeleyit için geliştirilmiş aşılarda vardır.

ROTAVİRÜS İSHALİ VE ROTAVİRÜS AŞILARI

Rotavirüsler tüm dünyada bebekler ve küçük çocuklarda şiddetli ishalin en sık rastlanılan nedenidir.Solunum yolu ile de alınabildiklerinden hijyen koşullarının düzeltilmesi ile sıklığı azaltılmayan bir ishal olan rotavirüs ishali bu haliyle gelişmiş ülkelerde aynı sıklıkta görülerek demokratik virüs ünvanın da alır.

Dünya çapında rota-virüslerin her yıl 111 milyon üzerinde bebek ve küçük çocuğu hastalandırdığı bilinmekte ve yaklaşık 600.000 ölümden sorumlu olduğu sanılmaktadır.Bu ölüm olgularının %82’sinin Hindistan,Afrika ve Latin Amerika’da olduğu hesaplanmıştır.Gelişmiş ülkelerde rota-virüsle ilgili ölüm oranları düşük olmakta birlikte bu virüs dehidratasyon ve hastaneye yatırılmaya en sık yol açan şiddetli kusma ve ishalin başlıca nedeni olmaya devam etmektedir. Rota-virüs enfeksiyonuna her yaştan birey yatkın olmakla birlikte ishal-kusma baskın şekilde beş yaş altındakilerde ortaya çıkmaktadır.

En fazla 6ay -24 aylık çocuklarda görülür.

İlk rota-virüs enfeksiyonu anneden bebeğe geçen antikorların tükenme zamanı olan 6.aydan sonra ortaya çıkar ve en ağır ishal olgularına neden olur,daha sonraki rota-virüs enfeksiyonları daha az ağır olur.Erişkinlerde rota-virüs enfeksiyonları genellikle belirti vermemekle birlikte bazen hastalığa da neden olabilir.

Enfeksiyonun Seyri:

Kuluçka:24-48 saat

Solunum yoluyla ve fekal-oral yolla alınabilir yani kaka ile atılan virüsün ağız yoluyla alınmasıyla.Klinik tablo genellikle kusmalarla başlar.Arkadan gelen ishal hafif-az sulu ishalden şiddetli sulu ishale dek değişebilir.İshal vucutta su eksikliğine (dehidratasyon) yol açabilir.Ateş ve karın ağrısı da sık görülür.Kusma ve ateş 9 gün kadar sürebilirken ishal bazen 21 güne dek uzayabilir.

Rota-virüslerle ilk enfeksiyon genellikle en ağır olanıdır ve daha sonraki rota-virüs enfeksiyonlarında bütün çocuklar ağır rota virüs kusma ishaline karşı korunur.Rota-virüsler 7 gruba ayrılır.(A-G)İnsanlarda yalnızca A-C grupları enfeksiyon yapar ve insan rota-virüs suşlarının çoğu A grubundandır.

A tipi rota-virüsler (G1p(8),G2P(4),G3P(8) G4P(8) Bu 4 suş (alt grup)tüm rota-virüs enfeksiyonlarının %88’inden fazlasından sorumludur.G1P8 en sık görülen tip olmakla beraber yinede yaygınlığı ülkeden ülkeye değişir.Örneğin Kuzey Amerika ,Avrupa,Avusturalya’da %70 üzerinde iken,Güney Amerika ve Asya’da %30,Afrikada yalnızca %23’tür.

Dünyada beş yaş çocuklarda hastaneye yatış gerektiren ishallerin üçte birinden sorumlu tutulan rota-virüs için geliştirilmiş 2 tane aşı mevcuttur.Bu iki ürün MSD’den Rotateq ve GSB’den Rotavirüs canlı, ağız yoluyla verilen aşılardır.Diğer aşılarla birlikte verilebilirler.

Rotarix insanlarda en sık rastlanılan rota-virüs alt grubundan G1P(8)seri posajlarla zayflatılarak elde edilen;bir veya iki ay ara ile 2 doz halinde uygulanabilen bir aşıdır.

Doğal rota-virüs enfeksiyonunda olduğu gibi bu aşı diğer tiplere karşı çapraz koruma sağlamaktadır.

Rotateq ise toplam 3 doz uygulanmaktadır.Her iki aşı da etkileyeci etkinlik profilleri sergilenmektedirler.Rota-virüs aşıları 1 yaşın altındaki diyare nedeniyle hastaneye yatırılmaları %42-%63 oranında azaltmıştır.ABD’ki aşılama rotavirüse bağlı işgücü kayıplarında %87’ye yakın bir azalma yaratarak aile ekonomisine açıkça katkıda bulunmuştur.Her iki aşının da ilk dozları üç aylıktan küçük bebeklere uygulanmaktadır.

HPV AŞILARI

Bu gün dünyada her yıl yaklaşık 500.000 kadın rahim ağzı kanserine yakalanmakta ve bunlardan 250.000 i %80’i gelişmekte olan ülkelerde yaşamaktadır.HPV’nin kadın üreme organlarında yaşayabilen 40 kadar tipi vardır.Kimi sadece iyi huylu siğil denilen çıkıntılara sebep olur.,kimi ise hastalığını kansere kadar götürebilir.

HPV cinsel yolla bulaşan bir virüstür.Çok küçük bir virüs olduğundan tam cinsel ilişki olmadan da çok küçük deri çatlaklarında bile insan vucuduna girebilmektedir.HPV virüslü gebelerden doğum sırasında yeni doğan bebeğe de geçtiği gösterilmiş olmakla beraber oranı çok azdır.Havuzdan,tuvaletten,havludan geçmez.

Bu virüsün günümüzde bilinen bir tedavisi yoktur.Bazı tip HPV’ler çok dirençlidir,yıllarca vucutta kalabilir,hiç hastalık da yapmayabilir.Bazıları 3-6 ay sonra hemen hastalık belirtileri göstermeye başlayabilir.Bazıları yıllar sonra belirti verebilir.Bugün HPV virüsüne karşı bir aşı üretilmiştir;

1 – HPV’ye karşı koruyucu bir aşı olup tedavi edici özelliği yoktur.Kanser gelişenlerin aşıdan fayda görmesi mümkün değildir.

2 – Bu aşı HPV’nin 4 tipine karşı koruyuculuk sağlar.HPV’nin 100’den fazla tipi vardır ve bu tiplerin hepsi kansere yol açmaz.Bu aşının içerdiği 16 ve 18 tipi kanserden,6 ve 11 tipi ise genital yolla oluşan siğillerden sorumlu.

3 – ABD’de uygulamada önerilen yaş grubu 9-26 yaşlar arasındaki kız çocukları ve kadınlardır.Aşılanacak olanların mümkünse henüz HPV ile karşılaşmamış kişiler olması uygun olur.

4 – Aşı şu anda 3 doz olarak önerilmekte ve etkisini şu ana dek olan verilere göre 5 yıl sürdürmektedir.

5 – Virüs kadınlara erkeklerden geçtiği için erkeklerin aşılanması daha mantıklı ama aşı erkeklerde kadınlardaki kadar koruyucu değil.

6 – 3 doz aşının ABD’deki satış fiyatı şu anda 635 dolardır.

7 – Aşı uygulanır uygulanmaz etkili olmayabilir.6 aydan sonra kesin bir koruma sağladığı düşünülmektedir.

HPV Aşısı:

Rahim ağzı kanseri aşısı olarak bilinen aşının 9 valanlı tipi rahim ağzı , vajina, genital bölge derisi ve anal kanserlere ve genital siğillere karşı koruma sağlar.

HPV Virüs genital ve anal bölgede siğillere yol açan bir virüstür.Bu HPV virüsün bir çok tipleri vardır. Bunlardan 7 tanesi başta rahim ağzı olmak üzere vagina, genital ve anal bölge kanserlerine yol açmaktadır.

ABD’de her yıl 14 milyon yeni HPV enfeksiyonu olgusu tesbit edilmektedir ve bunların %50’si 15-24 yaş arasındadır.Erken yaşta alınan HPV enfeksiyonun kansere dönüşme hızı ve olasılığı daha fazladır.

HPV’nin genital siğile yol açmayan tipleri hiçbir bulgu vermeyebilir. Dolayısıyla kişi bulaştırıcı olduğunu da bilmeyebilir.

Genital bölgeyi etkileyen 40 tip HPV virüsü vardır ve bunların 9 tanesi HPV ile ilişkili kanser ve hastalıktan sorumlu tutulur. Bunlar : 6,11,16,18,31,33,45,52,58 Bu 9 tip rahim ağzı kanserlerinin %90’ından anal kanserlerinden %90’indan (kadın ve erkekte) vulva kanserlerinin %90’ından vagina kanserlerin %90’ından genital siğillerin (kadın ve erkek ) %90’ından sorumlu tutulmaktadır.

HPV tip 6 ve 11 kansere yol açmaz ama genital siğile yol açar.HPV tip 16,18,31,33,45,52,58 ise HPV ilişkili kanser olgularının çoğundan sorumludur.

HPV aşısının özellikle 9-20 yaş aralığındaki kızlara vaginal, rahim ağzı, vulva ve anal kanser ,ve genital siğillere yol açan 9 tipe karşı; ve 9-26 yaş arasındaki erkeklere de anal kanser ve genital siğillere karşı yapılması önerilmektedir.

En uygun yaş aralığı 9-14 arasındadir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir